Armagedon Savaşı
Şimdi son günlerin en çok ilgi toplayan olayına geliyoruz: “Armagedon”. Tarihin başlangıcından bu yana güngörmüş en büyük ve korkunç savaş olacaktır. Mesih Karşıtı yeryüzünün hemen hemen tüm ordularını toplayacaktır. Kimler kimlere karşı savaşacak? İncil’in 2000 yıllık vahiylerine göre tüm ordular Mesih’e dönmüş Yahudiler’e karşı gelecektir! Ancak sonuç beklenilenden çok farklı olacak. Çünkü İsa Mesih’in kendisi gelip halkının düşmanlarını alt edecektir. Gerçekten korkunç bir son olacaktır. Şimdiyse sırayla bu savaşın ayrıntılarına bakalım. Çünkü hepsi bir günde olup bitmeyecek. Bu savaşın hazırlıkları ve orduların manevraları aylarca devam edecektir.
Vahiy 15. bölüme geldiğimizde, sıkıntı zamanının sonu yaklaşınca, insanlığın başına gelecek son belaları okuyoruz: “Gökte büyük ve şaşılası başka bir belirti gördüm: Son yedi belayı taşıyan yedi melekti. Çünkü Tanrı'nın öfkesi bu belalarla son buluyordu.”[1] Sonra son yedi belayı taşıyan yedi melek belirir. Belaları, sembolik olarak ellerindeki kâselerde taşırlar. Vahiy 16. bölümünde artık Tanrı gazabının son darbesini, adaletinin de son yargısını görüyoruz.Vahiy 15. bölüme geldiğimizde, sıkıntı zamanının sonu yaklaşınca, insanlığın başına gelecek son belaları okuyoruz: “Gökte büyük ve şaşılası başka bir belirti gördüm: Son yedi belayı taşıyan yedi melekti. Çünkü Tanrı'nın öfkesi bu belalarla son buluyordu.”[1] Sonra son yedi belayı taşıyan yedi melek belirir. Belaları, sembolik olarak ellerindeki kâselerde taşırlar. Vahiy 16. bölümünde artık Tanrı gazabının son darbesini, adaletinin de son yargısını görüyoruz. Şimdi yedi kâseyi tek tek ele alalım:
v 1. KASE: Vahiy 16:1-2 – “Sonra tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe, ‘Gidin, Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!’ dediğini işittim. Birinci melek gidip tasını yeryüzüne boşalttı. Canavarın işaretini taşıyıp heykeline tapanların üzerinde acı veren iğrenç yaralar oluştu.” – İlk melek gazap dolu kâseyi yeryüzüne boşalttığında Mesih Karşıtı’nın işaretini alan ve ona tapanların üzerinde iri yarı yaralar oluşacak. Bunlar hem çok iğrenç olacak hem de korkunç bir acı verecektir.
v 2. KASE: Vahiy 16:3 – “İkinci melek tasını denize boşalttı. Deniz ölü kanına benzer kana dönüştü, içindeki bütün canlılar öldü.” – İkinci melek kâsesini denizin üzerinde döküyor. Böylece denizin tümü kana dönüşüyor ve içindeki tüm canlılar ölecek. Hatırlarsak ikinci borazan çalınınca da benzer bir olay yaşandı ancak o zaman sadece denizin üçte biri etkilenmişti. Bu defa tümü etkilenecek.
v 3. KASE: Vahiy 16:4-7 – “Üçüncü melek tasını ırmaklara, su pınarlarına boşalttı; bunlar da kana dönüştü. Sulardan sorumlu meleğin şöyle dediğini işittim: "Var olan, var olmuş olan kutsal Tanrı! Bu yargılarında adilsin. Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için, içecek olarak sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler.’’ Sunaktan gelen bir sesin, ‘’Evet, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, yargıların doğru ve adildir’’ dediğini işittim.” – Yine borazanlar ile olduğu gibi bir sonraki bela nehirleri ve su kaynaklarını vuracak. Ancak bu kez yeryüzündeki tüm nehirler ve akıntılar bundan payını alacak ve insanlar tamamen susuz kalacaklar. Melek ise insanların bunu fazlasıyla hak ettiklerini vurguluyor; çünkü asırlardır masum insanların kanını dökmüşlerdir. Şimdi onlar kan içmek zorunda kalacaklar.
v 4. KASE: Vahiy 16:8-9 – “Dördüncü melek tasını güneşe boşalttı. Bununla güneşe insanları yakma gücü verildi. İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı yücelteceklerine, O'nun adına küfrettiler. – Yine dördüncü borazanda olduğu gibi bu kez gök cisimleri vurulacak. Ancak borazan çalınınca güneş kısmen söndürüldüğü yerde burada güneşin daha güçlü yanıp insanları yakacağını okuyoruz. Yeryüzünde hiç yaşanmamış bir sıcaklık dalgası oluşacaktır. Ama en şaşırtıcı şey şudur ki, insanlar Rab’bin merhametine sığınmak yerine O’na daha da küfredecekler. İşte insan bu kadar da asi ve inatçı olabilir.
v 5. KASE: Vahiy 16:10-11 – “Beşinci melek tasını canavarın tahtına boşalttı. Canavarın egemenliği karanlığa gömüldü. İnsanlar ıstıraptan dillerini ısırdılar. Istırap ve yaralarından ötürü Göğün Tanrısı'na küfrettiler. Yaptıklarından tövbe etmediler.” – Korkunç bir ısı dalgası ve aşırı ışınlanmadan sonra birden dünya karanlığa gömülecektir. Ancak ilginçtir ki, “tüm dünya” demiyor, yalnız Mesih Karşıtı’nın hüküm sürdüğü bölgeler etkilenecektir. Bu öyle korkunç bir karanlık olacak ki, insanlar ıstıraptan kendi dillerini ısıracaklar. Ama yine insanlar tövbe etmek yerine Tanrı’ya karşı daha da küstahlaşacaklar.
v 6. KASE: Vahiy 16:12-16 – “Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar... Üç kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar.” – Altıncı borazan durumunda olduğu gibi yine Fırat Nehri sahneye giriyor. “Gündoğusundan” gelen krallar ve orduları için yol açılsın diye kâse nehre boşaltılıyor. “Gündoğusu” ifadesi ile muhtemelen uzak doğu kastediliyor. Acaba altıncı borazan çalınınca harekete geçen 200 milyon askerlik ordu, doğudan gelen bu ordular ile bir olabilir mi? Aralarındaki ilişki her neyse Fırat Nehri kurutuluyor ki, gelen ordular rahatlıkla İsrail üzerine yürüyebilsin.
Daha sonra Şeytan’dan, Mesih Karşıtı’ndan ve Sahte Peygamber’den çıkan üç kötü ruh, büyük harikalar yaparak dünya krallarını Yahudiler’e karşı savaşmak üzere toplamaya başlayacaklar. Dünya ordularını topladıkları yerin ismi de “Armagedon”dur. Esas İbranice olan bu yerin nerede olduğu konusunda farklı düşünceler var: Kimisi İsrail’in kuzeyinde bulunan Megido harabelerinin önünde açılan koskoca Yizreel vadisidir der. Kimisi ise bunun Kudüs için bir kod isim olduğunu düşünür. Her neresi olacaksa, bugünkü İsrail topraklarında olacağı kesindir. Gerçekten korkunç bir manzara olacaktır. Yeryüzünün görmüş olduğu en kalabalık ve dehşet verici ordu bir arada toplanacaktır. Tek amaçları da İsrail oğullarını silip süpürmek olacaktır.
v 7. KASE: Vahiy 16:17-21 – “Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, ‘’Tamam!’’ dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.”
Artık sona çok yaklaştık. Dünyanın görmüş olduğu en büyük deprem yaşanacak. Kudüs üçe bölünecek. Dünyanın diğer kentleri yerle bir olacak. Özellikle Babil diye geçen Mesih Karşıtı’nın başkenti yıkımdan en büyük payı alacak. Adalar ortadan kalkacak ve dağlar yerinden oynayacak. Yine daha önce görüldüğü gibi korkunç bir dolu fırtınası patlak verecek. Ancak bu sefer dolu taneleri devasadır. Göklerden 40 kilo ağırlığında buz parçalarının uçak hızıyla yere çakıldığını düşünün. Ama yine her zamanki gibi insanlar Rab’bin önüne gelip tövbe etmektense küfretmeyi tercih edecekler. Böylece Rab yeryüzü üzerinde gazabını döktükçe dökecektir.
Şimdiye kadar kapkara, korkunç savaş bulutlarının İsrail üzerinde toplanacağını gördük. Dünyanın birçok yerinden; ama özellikle İsrail’i bir türlü sevemeyen komşularından oluşan devasa ordu Armagedon’da bir araya gelecek. Rab, diğer bir yandan, onların üzerine büyük belalar yağdıracak ama sonun gelmesine daha vakit var. Peygamber Zekeriya özellikle savaşın son aşamasını çok ayrıntılı bir şekilde tarif eder:
v Zekeriya 14:1-2 – “İşte RAB'bin günü geliyor! Ey Yeruşalim halkı, senden yağmalanan mal gözlerinin önünde paylaşılacak. Yeruşalim'e karşı savaşmaları için bütün ulusları bir araya getireceğim. Kent ele geçirilecek, evler yağmalanacak, kadınların ırzına geçilecek. Kentte yaşayanların yarısı sürgüne gönderilecek, geri kalanlar kentte kalacak.”
“Rab’bin Günü” özellikle Kutsal Kitap’ta sıkça işlenen bir motiftir.[2] Rab’bin günü, Rab’bin kendisi dünyaya müdahale ederek özellikle adaletini ve gazabını göstereceği gündür. Ayrıca Mesih’e iman eden İsrail oğullarının kurtuluşunun sağlandığı dönem için kullanılır. Bu ayetlerde sıkıntı döneminin son günlerinde yaşanacak olayları okuyoruz. Fakat tam her şey sona ermiş gibi görünürken birden imanlıların kaderi tamamen değişecektir.
Kitabın tamamını ücretsiz temin etmek için tıklayınız ...
[1] Vahiy 15:1
[2] Bkz. Yeşaya 13:6; Yeremya 46:10; Amos 5:20, Sefanya 1:14; Yoel 1:15; 2:1,11,31; 3:14
Vahiy 15. bölüme geldiğimizde, sıkıntı zamanının sonu yaklaşınca, insanlığın başına gelecek son belaları okuyoruz: “Gökte büyük ve şaşılası başka bir belirti gördüm: Son yedi belayı taşıyan yedi melekti. Çünkü Tanrı'nın öfkesi bu belalarla son buluyordu.”[1] Sonra son yedi belayı taşıyan yedi melek belirir. Belaları, sembolik olarak ellerindeki kâselerde taşırlar. Vahiy 16. bölümünde artık Tanrı gazabının son darbesini, adaletinin de son yargısını görüyoruz.Vahiy 15. bölüme geldiğimizde, sıkıntı zamanının sonu yaklaşınca, insanlığın başına gelecek son belaları okuyoruz: “Gökte büyük ve şaşılası başka bir belirti gördüm: Son yedi belayı taşıyan yedi melekti. Çünkü Tanrı'nın öfkesi bu belalarla son buluyordu.”[1] Sonra son yedi belayı taşıyan yedi melek belirir. Belaları, sembolik olarak ellerindeki kâselerde taşırlar. Vahiy 16. bölümünde artık Tanrı gazabının son darbesini, adaletinin de son yargısını görüyoruz. Şimdi yedi kâseyi tek tek ele alalım:
v 1. KASE: Vahiy 16:1-2 – “Sonra tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe, ‘Gidin, Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!’ dediğini işittim. Birinci melek gidip tasını yeryüzüne boşalttı. Canavarın işaretini taşıyıp heykeline tapanların üzerinde acı veren iğrenç yaralar oluştu.” – İlk melek gazap dolu kâseyi yeryüzüne boşalttığında Mesih Karşıtı’nın işaretini alan ve ona tapanların üzerinde iri yarı yaralar oluşacak. Bunlar hem çok iğrenç olacak hem de korkunç bir acı verecektir.
v 2. KASE: Vahiy 16:3 – “İkinci melek tasını denize boşalttı. Deniz ölü kanına benzer kana dönüştü, içindeki bütün canlılar öldü.” – İkinci melek kâsesini denizin üzerinde döküyor. Böylece denizin tümü kana dönüşüyor ve içindeki tüm canlılar ölecek. Hatırlarsak ikinci borazan çalınınca da benzer bir olay yaşandı ancak o zaman sadece denizin üçte biri etkilenmişti. Bu defa tümü etkilenecek.
v 3. KASE: Vahiy 16:4-7 – “Üçüncü melek tasını ırmaklara, su pınarlarına boşalttı; bunlar da kana dönüştü. Sulardan sorumlu meleğin şöyle dediğini işittim: "Var olan, var olmuş olan kutsal Tanrı! Bu yargılarında adilsin. Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için, içecek olarak sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler.’’ Sunaktan gelen bir sesin, ‘’Evet, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, yargıların doğru ve adildir’’ dediğini işittim.” – Yine borazanlar ile olduğu gibi bir sonraki bela nehirleri ve su kaynaklarını vuracak. Ancak bu kez yeryüzündeki tüm nehirler ve akıntılar bundan payını alacak ve insanlar tamamen susuz kalacaklar. Melek ise insanların bunu fazlasıyla hak ettiklerini vurguluyor; çünkü asırlardır masum insanların kanını dökmüşlerdir. Şimdi onlar kan içmek zorunda kalacaklar.
v 4. KASE: Vahiy 16:8-9 – “Dördüncü melek tasını güneşe boşalttı. Bununla güneşe insanları yakma gücü verildi. İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı yücelteceklerine, O'nun adına küfrettiler. – Yine dördüncü borazanda olduğu gibi bu kez gök cisimleri vurulacak. Ancak borazan çalınınca güneş kısmen söndürüldüğü yerde burada güneşin daha güçlü yanıp insanları yakacağını okuyoruz. Yeryüzünde hiç yaşanmamış bir sıcaklık dalgası oluşacaktır. Ama en şaşırtıcı şey şudur ki, insanlar Rab’bin merhametine sığınmak yerine O’na daha da küfredecekler. İşte insan bu kadar da asi ve inatçı olabilir.
v 5. KASE: Vahiy 16:10-11 – “Beşinci melek tasını canavarın tahtına boşalttı. Canavarın egemenliği karanlığa gömüldü. İnsanlar ıstıraptan dillerini ısırdılar. Istırap ve yaralarından ötürü Göğün Tanrısı'na küfrettiler. Yaptıklarından tövbe etmediler.” – Korkunç bir ısı dalgası ve aşırı ışınlanmadan sonra birden dünya karanlığa gömülecektir. Ancak ilginçtir ki, “tüm dünya” demiyor, yalnız Mesih Karşıtı’nın hüküm sürdüğü bölgeler etkilenecektir. Bu öyle korkunç bir karanlık olacak ki, insanlar ıstıraptan kendi dillerini ısıracaklar. Ama yine insanlar tövbe etmek yerine Tanrı’ya karşı daha da küstahlaşacaklar.
v 6. KASE: Vahiy 16:12-16 – “Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar... Üç kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar.” – Altıncı borazan durumunda olduğu gibi yine Fırat Nehri sahneye giriyor. “Gündoğusundan” gelen krallar ve orduları için yol açılsın diye kâse nehre boşaltılıyor. “Gündoğusu” ifadesi ile muhtemelen uzak doğu kastediliyor. Acaba altıncı borazan çalınınca harekete geçen 200 milyon askerlik ordu, doğudan gelen bu ordular ile bir olabilir mi? Aralarındaki ilişki her neyse Fırat Nehri kurutuluyor ki, gelen ordular rahatlıkla İsrail üzerine yürüyebilsin.
Daha sonra Şeytan’dan, Mesih Karşıtı’ndan ve Sahte Peygamber’den çıkan üç kötü ruh, büyük harikalar yaparak dünya krallarını Yahudiler’e karşı savaşmak üzere toplamaya başlayacaklar. Dünya ordularını topladıkları yerin ismi de “Armagedon”dur. Esas İbranice olan bu yerin nerede olduğu konusunda farklı düşünceler var: Kimisi İsrail’in kuzeyinde bulunan Megido harabelerinin önünde açılan koskoca Yizreel vadisidir der. Kimisi ise bunun Kudüs için bir kod isim olduğunu düşünür. Her neresi olacaksa, bugünkü İsrail topraklarında olacağı kesindir. Gerçekten korkunç bir manzara olacaktır. Yeryüzünün görmüş olduğu en kalabalık ve dehşet verici ordu bir arada toplanacaktır. Tek amaçları da İsrail oğullarını silip süpürmek olacaktır.
v 7. KASE: Vahiy 16:17-21 – “Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, ‘’Tamam!’’ dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.”
Artık sona çok yaklaştık. Dünyanın görmüş olduğu en büyük deprem yaşanacak. Kudüs üçe bölünecek. Dünyanın diğer kentleri yerle bir olacak. Özellikle Babil diye geçen Mesih Karşıtı’nın başkenti yıkımdan en büyük payı alacak. Adalar ortadan kalkacak ve dağlar yerinden oynayacak. Yine daha önce görüldüğü gibi korkunç bir dolu fırtınası patlak verecek. Ancak bu sefer dolu taneleri devasadır. Göklerden 40 kilo ağırlığında buz parçalarının uçak hızıyla yere çakıldığını düşünün. Ama yine her zamanki gibi insanlar Rab’bin önüne gelip tövbe etmektense küfretmeyi tercih edecekler. Böylece Rab yeryüzü üzerinde gazabını döktükçe dökecektir.
Şimdiye kadar kapkara, korkunç savaş bulutlarının İsrail üzerinde toplanacağını gördük. Dünyanın birçok yerinden; ama özellikle İsrail’i bir türlü sevemeyen komşularından oluşan devasa ordu Armagedon’da bir araya gelecek. Rab, diğer bir yandan, onların üzerine büyük belalar yağdıracak ama sonun gelmesine daha vakit var. Peygamber Zekeriya özellikle savaşın son aşamasını çok ayrıntılı bir şekilde tarif eder:
v Zekeriya 14:1-2 – “İşte RAB'bin günü geliyor! Ey Yeruşalim halkı, senden yağmalanan mal gözlerinin önünde paylaşılacak. Yeruşalim'e karşı savaşmaları için bütün ulusları bir araya getireceğim. Kent ele geçirilecek, evler yağmalanacak, kadınların ırzına geçilecek. Kentte yaşayanların yarısı sürgüne gönderilecek, geri kalanlar kentte kalacak.”
“Rab’bin Günü” özellikle Kutsal Kitap’ta sıkça işlenen bir motiftir.[2] Rab’bin günü, Rab’bin kendisi dünyaya müdahale ederek özellikle adaletini ve gazabını göstereceği gündür. Ayrıca Mesih’e iman eden İsrail oğullarının kurtuluşunun sağlandığı dönem için kullanılır. Bu ayetlerde sıkıntı döneminin son günlerinde yaşanacak olayları okuyoruz. Fakat tam her şey sona ermiş gibi görünürken birden imanlıların kaderi tamamen değişecektir.
Kitabın tamamını ücretsiz temin etmek için tıklayınız ...
[1] Vahiy 15:1
[2] Bkz. Yeşaya 13:6; Yeremya 46:10; Amos 5:20, Sefanya 1:14; Yoel 1:15; 2:1,11,31; 3:14